Şebnem Ferah'ın Röportajları

Salı, Ekim 31, 2006

Bir kalp kırıldığında şarkılar doğar

Röportaj: Bir kalp kırıldığında şarkılar doğar

Kaynak: zaman.com.tr

Kiminle: Cem Kuleli

Tarih: 17.07.2005


Rock müziğin ülkemizdeki önemli temsilcilerinden Şebnem Ferah, yeni albümü “Can Kırıkları” ile bir kez daha sevenlerinin karşısında. Adını bir öykü kitabından alan albüm, sanatçının önceki çalışmalarını aratmayacak zenginlikte parçalardan oluşuyor.


Şebnem Ferah, neredeyse on yıl önce ilk albümü “Kadın”ı çıkardığında, rock müziğe bağlılık duyan pek çok kişi, talihin, Türkçe rock’ın yüzüne güldüğünü düşünmüştü. Doğrusu, “Yağmurlar” hitiyle, çok farklı bir tondan seslenen bir kadın vokal vardı karşımızda. Rock müziğin hem doğasına içkin olan o muhalefeti hem de herkeste rastlanamayan zarafetini taşıyordu. Şebnem Ferah, yıllar geçse de düzeyini hep korudu. Deneysel sayılabilecek çalışmalarına rağmen, ilk duruşundan taviz vermedi. Bu arada pek de azımsanmayacak bir dinleyici kitlesi oluşturdu: Onu ilk gençliğinde dinley! enler şimdi yirmili yaşlarının ortalarında. Şebnem Ferah, bir kuşağın belleğindeki rock simgesi olmaya doğru gidiyor. Bu yolculuktaki son durağı ise yeni albümü “Can Kırıkları”. Ferah’la, Parkorman’ın esintili bir yaz ikindisinde, Çaykovski’nin müziği eşliğinde son şarkılarını konuştuk.


Şarkıcının ilk dört albümünü bilenler, “Can Kırıkları”nın tonunu ilk elde biraz sert bulabilir. Şebnem Ferah da bunu yadsımıyor. Bu, biraz sanatçının son dönemde yaşadıklarıyla; ama daha çok, yaptığı bestelere bakışı ve çalışma arkadaşlarıyla arasındaki uyumla ilişkili bir durum. Sanatçı, birlikte çalıştığı Ozan Tügen (klavye), Buket Doran (bas gitar), Metin Türkcan (gitar) ve Aykan İlkan (davul) ile bazen hiç konuşmadan anlaştıklarını söylüyor. Bu uyum, Şebnem Ferah’ın, yaptığı bestelerin ilk haline müdahale ederken sezgilerine kulak vermesiyle birleşince ortaya biraz sert tonda şakılar çıkmış. Yine de bu sertlik, içinde Ferah’ın sesine özgü o zarafeti de -örneğin, “Bir Kalp Kırıldığında” adlı şarkı- barındırıyor. Albümdeki bütün şarkı sözlerinde, daha önce de olduğu gibi, yine sanatçının kendi imzası var. Bu durum kaçınılmaz olarak, Şebnem Ferah şarkılarını, sözleri üzerinden okumayı daha yol gösterici hale getiriyor. Ferah bu saptamaya itiraz etmese de, kendisi için m! üziğin daha önde geldiğini söylüyor: “Şarkı sözlerinin müziğimde ayırt edici bir özellik olduğunu söylüyorlar. Sözlerin müziğe yakışacak derecede iyi olması gerektiğini düşünüyorum. Birileri benim albümümü dinleyecekse bu benim için kıymetlidir ve elimden geleni en iyi şekilde yapmak isterim. Sözler üzerine bu kadar eğilmemin sebebi bu. Ama söz yazarı olarak, bir şarkıcı kadar olduğundan başarılı bulmuyorum kendimi.”


“Can Kırıkları” ismi edebiyata ilgi duyan müzikseverlere bir kitabı anımsatacaktır: Genç öykücü Karin Karakaşlı’nın (galiba) ikinci öykü kitabı bu ismi taşıyordu. Albüm de adını o kitaptan almış. Karin Karakaşlı, kitabını Şebnem Ferah’a göndermiş, Ferah da kitabı görür görmez adından çok etkilenmiş; “Kitabı elime alır almaz şarkı kafamda çalmaya başladı.” diyor. Şarkıcı, edebiyata olan ilgisinin yine de kısıtlı olduğunu söylüyor. Yazıya karşı bir eğiliminin ve yeteneğinin olduğuna inansa da -ki, buna biz de inanıyoruz- kimi metinlere gönderme yapacak ölçüde edebiyattan beslenemediğini itiraf ediyor. “Can Kırıkları”ndaki şarkılarda göndermelerden söz edilecekse, bunun, albümdeki öteki şarkılara yapılan göndermeler olduğu söylenebilir. Gözden kaçmayan bir başka özellik de önceki Şebnem Ferah albümlerinde olduğu gibi ‘su’ imgesinin yine baskın oluşu. ‘Okyanus’, ‘içinde yüzdüğüm bir deniz’, ‘biraz su’ gibi ifadeler, hem de en güzel şarkıların en dokunaklı yerlerinde karşımız! a çıkıyor. Albümde, elbette rock müziğin ruhuna sinmiş muhalefet de uç veriyor. Fakat bunun, tıpkı önceki albümlerdeki gibi, varoluşa ilişkin bir muhalefet olduğunu belirtmek gerek. Peki, bu muhalif ses tonu bir gün politik bir düzleme kayar mı? Şebnem Ferah bu riske girmeyecek galiba; “Ben bir dinleyici olarak politik bir söylemi amaç edinmiş müzisyenleri zevkle dinleyemiyorum, çok değerli müzisyenler olsalar bile. Benim amacım müzikten başka bir şey değil. Başka şeyler araç olabilir ancak.” diyor.



NOT: Bu röportajı TST'ye m.ali mortensen ulaştırmıştır. Teşekkür ederiz.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home