Şebnem Ferah'ın şifreleri
"Birileri Var" şarkısında güzel günlere dair umudunu kaybedenlere sesleniyorsunuz. Dünyanın çivisine, bugünün gerisine sahip çıkan birileri gerçekten var mı?
Benim en çok inandığım şey, insanın bir şeyleri kendisinin değiştirebileceği, kendi gücü… Hep çok kocaman şeylerin bir anda oluvermesini bekliyoruz. Küçük küçük parçaların bir bütünü oluşturduğunu sürekli unutuyoruz. O küçük parçaları; içindeki iyilik duygusunu, sevgiyi, tutkuyu kaybetmeden yaşayan ve yaşatan her insan daha büyük bir şeylerin oluşumunu etkiliyor, geliştiriyor. Bu soruya güncel bir yanıt vermek çok zor ama geniş zamanda hep sağduyunun galip geleceğine inanırım. O noktaya gelene kadar belki çok hatalar yapılır, bir şeyler kaybedilir ama beni hiçbir şey iyi nitelikleri olan sağduyulu insanlarla beraber hissetmek kadar mutlu etmiyor.
Çok renkli, mutlu bir çocukluk döneminden sonra kısa sayılabilecek bir süre içinde arka arkaya sert şeylerle karşılaştım, bir sürü insan gibi… Hani bazen insan ''bu kadarı da fazla!'' der ya, bana da öyle geliyordu… Ancak o cümle artık bir sitemi seslendirmiyor çünkü biliyorum; hayat her şeye gebe… Nice insan, nice canlı bir ömür süresince neler neler yaşıyor... Sevdiklerini kaybetmek, hakkaniyet duygusundan uzak yaşamak öyle ya da böyle karşılaştığımız ya da karşılaşacağımız şeyler. İstediğin kadar uğraş hazırlıklı olamazsın. O duyguları başkaları için ne kadar hissedebiliyorsan o kadar paylaşabiliyor, hafifletebiliyorsun belki…
"Od" metaforu bu şarkıya ve albüme nasıl isim oldu?
Şarkıları daha sonra anlatmakta hep çok zorlanmışımdır. Yazarken de çok düşünerek değil de tam tersine kendimi bıraktığım zamanlarda çıkan şarkıları seviyorum. "Od" böyle bir şarkı. "Taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmamak'" savaş, katliam anlatımlarında kullanılan bir deyim. Katliamdan bir şekilde sağ kurtulmuş kadar harap ama hâlâ güçlü olmayı anlatmak istedim. Hayatımda hiçbir şarkıyı yazdıktan sonra da böyle hissetmedim, anlatması zor...
"Od" albümü sizin kişisel tarihinde nasıl bir dönemi resmediyor?
Her anlamda bir sürü tecrübe edindim. Fakat yeni yeni fark ediyorum ki o tecrübeleri değerlendirmeyi öğrenmek de bir eşiği geçmiş olmayı gerektiriyormuş. Bazen bir sürü bilgiyle dolu olup o bilgilerle ne kendinize ne de başkasına fayda sağlayamayabilirsiniz. Ama bir dönem geliyor ve insan kendini daha verimli bir şekilde yönlendirmeyi öğreniyor. Güven ve cesaret her zamankinden daha yukarıda ve sağlam oluyor. Her zamankinden daha özgür hissediyorsun.
Bu albümün hazırlık sürecinde "İlk defa bir albümün kayıt sürecinin her aşamasının tadını çıkarıyorum" demiştiniz. Bu sayede yeni keşifleriniz oldu mu?
Sorumluluk söz konusu olduğunda aşırı titiz biri oldum hep. Ama bana ne oldu bilmiyorum son yıllarda bu durumla eğlenir oldum. Sanırım denge kurmayı öğrendim.
"SEÇİMLERİMİZİN SONUÇLARINI YAŞIYORUZ"
Bazen bir çocuk gibi umut dolu oluyorum, bazen de tam tersi… Sadece şikayet etmek, umutsuzluğu dile getirmek de bana verimli bir yol gibi gelmiyor çünkü net olarak seçimlerimizin, duygusal ve malumat açısından cahilliğimizin dağ gibi birikmiş sonuçlarını yaşıyoruz.
Dünyada ve ülkemizde olup bitenler arasında, insan olmakla ilgili son yıllarda en çok sizi neler yaralıyor?
"KORKUYLA DEĞİL ARZUYLA…"
Her türlü sevgi gösterisi çok kıymetli. Sevgi en özgürce, en cömertçe yaşadığımız şey olmalı. Ya öyle olsun, ya da olmasın diye bir sürü şeyi idealize edip resmen hayatı yaşamayı kaçırıyoruz. Halbuki belki bu konuda vidaları biraz gevşek tutmak lazım, rahat olmak lazım. Her hangi bir şeye korkuyla yaklaşmak yerine arzuyla yaklaşmak lazım. Bunu sadece ikili ilişkiler için söylemiyorum, yapmak istediğimiz şeylere de, mesleklerimize de arzuyla, tutkuyla yaklaşınca hayat çok daha zevkli oluyor.
MESLEKTAŞLARI DA ONA BAYILIYOR
ŞEBNEM FERAH'IN BAŞARISININ SIRLARI, ONU VAZGEÇİLMEZ KILAN ÖZELLİKLERİ
Birlikte çalıştığı herkes Şebnem Ferah'ın çok özenli, disiplinli ve titiz olduğu konusunda hemfikir. Buket Doran ve Ozan Tügen albüm çalışmaları ve konserlerde tüm işleyişe her zaman hakim olduğunu, her detayla ilgilendiğini, herkesi motive ettiğini, neşeli ve eğlenceli olduğunu özellikle vurguluyorlar.
Hayranlarıyla çok özel ve derin bir ilişkisi var. En yoğun ve yorgun olduğu anlarda bile onları kırmıyor, yakın ve sıcak temasını, sevgisini esirgemiyor.
Şebnem Ferah her albüm öncesi uğruna inandığı aynı şeyi yapıyor. Albümle ilgili detayları çıkana kadar neredeyse kimseyle paylaşmıyor. "Od" albümünde de bu kural değişmedi.
Sosyal medyayı kullanmıyor. Hiçbir yerde kişisel hesabı yok. "O paylaşım ağları birtakım şeyleri çok kolaylaştırabiliyor aslında ama benim internetle o boyutta bir ilişkim yok." diyor. Bu yüzden her zaman biraz gizemli kalıyor, merak uyandırıyor, özleniyor.
"OD"U İŞİN MUTFAĞINDAKİLER ANLATTI"ŞEBO İLK ALBÜMÜNÜ KAYDEDİYOR GİBİ HEYECANLI AMA BİR O KADAR KENDİNDEN EMİN VE RAHATTI"
Müzisyen (Bas gitaristi)
Şebo bu kayıtlarda da, her şeyin olması gereken doğallık ve güzellikte kalabilmesi için gerekenleri yaparken aynı zamanda oldukça rahat ve keyifliydi. Stüdyoda ilk gün albümün ilk kelimelerini duyduğumuzda, zamanda ileriye yolculuk eder gibi sahnede onları çalarkenki halimiz gözümün önüne geldi ve büyük heyecan duydum.
OZAN TÜGEN
Müzisyen (Klavyecisi)
Şebo çalışma ortamında çok titizdir ve her birimizin keyifli bir şekilde çalıyor olmasını çok önemser. Bu albümde, sanki ilk albümünü kaydediyormuş gibi heyecanlı ama bir o kadar da kendinden emin ve rahattı.
"OD"U MÜZİK YAZARLARI NASIL BULDU?
NAİM DİLMENERAlbüm bir bütün ve yine çok iyi. "Birileri Var" şarkısından çok etkilendim. Otoriter ideolojilerin tamamının yüzüne tükürmüş bu şarkıyla.
TOLGA AKYILDIZ"Od" Şebnem'den beklentilerimi karşılayan bir albüm. Sert üslubu, işin "karanlık" tarafına biraz daha yakın uzun şarkıları, şairane sözleri ile bana çok iyi geldi. Türkçe anlamayan, ama müzikten iyi anlayan birine dinletin aynı şeyleri söyleyecektir.