Şebnem Ferah'ın Röportajları

Salı, Ekim 31, 2006

Yeteneksizler de bu işi yapıyor

Röportaj: Yeteneksizler de bu işi yapıyor

Kaynak: aksam.com.tr

Kiminle: tebesir.com

Tarih: 05.09.05


Rock müziğin güçlü sesi Şebnem Ferah iki yıl aradan sonra çıkardığı Can Kırıkları adlı albümü ile alışılmışın dışında tarzı ile dikkat çekti. Değişen sound'unun yanı sıra, olgunlaşmış bir ruh hali ile de hayranlarının karşısına çıkan Ferah, www.tebesir.com'da yayınlanan röportajında yine yaşama dair öğütler verdi. Müzik dünyasını eleştirmeden de druramayan Ferah, 'Müzik, hiçbir dönem şimdi olduğu kadar suistimal edilmemişti' dedi.


Kendinize dışarıdan baktığınızda sanatçı kimliği ile değil de, sıradan biri olan Şebnem Ferah'ta ne görüyorsunuz?


Doğrusu benim ''sanatçı kimliğim'' ve ''özel kimliğim'' diye iki ayrı kimliğim yok, ya da ikisi çok içiçe. Her şeyden önce müzisyenim. Günlük hayatta neysem stüdyoda da, sahnede de oyum. Genellikle şarkılarımda yansıttığımdan daha eğlenceli ve sakin biri olduğumu söylerler ama şarkılar zaten ''anlık yoğun'' duyguların dışa vurumu olabiliyor.


Ablanız Aycan Ferah'ı trafik kazasında ve babanız Ali Ferah'i da 17 Ağustos depreminde kaybettiniz. Bu kadar büyük iki acıdan sonra nasıl toparlanabildiniz?


Ablamı trafik kazasında değil yıllarca süren rahatsızlığı sonucunda kaybettim. Babamı da tam 11 ay sonra. Aslında bunlar, rahatlıkla konuşabildiğim konular değil yani insan ne yaparsa yapsın tam olarak toparlanamıyor belki de. Bir taraftan hayat devam ediyor ve siz de buna ergeç adapte oluyorsunuz ama diğer taraftan içinizde yarıklar oluşmuş oluyor. Güçlü olmak zorundayız yoksa yaşayamayız, ben de elimden geldiği kadar öyle kalmaya çabalıyorum.


Bu acılardan sonra hayat felsefeniz, Tanrı ve din konusundaki düşüncelerinizde ne gibi değişiklikler oldu?


Az önce de söylediğim gibi hayatın değerine birazcık daha yaklaşmış oluyorsunuz, bendeki en büyük etkisi bu oldu. Ama genel olarak inanç sistemimde büyük bir değişiklik yaptığını söyleyemem.


Evde kaldığınızda boş zamanlarınızda ve tek başınıza kaldığınızda neler yaparsınız?


Yalnız yaşıyorum. Evim benim kalem gibidir. Müzik çalışmalarımın büyük bir kısmını da evimde yapıyorum. Zaman zaman arkadaşlarım gelir, film seyrederiz, müzik dinleriz, sohbet ederiz, onlara yemek yapmaya bayılırım.


Aşkı nasıl tanımlıyorsunuz, aşk acısı çektiniz mi?


Aşkı tanımlamaya çalışamam, bazı şeyleri kelimelerle anlatmak anlamını küçültmek gibi geliyor bana. Aşka dair her türlü duyguyu; mutluluğu da, acıyı da yaşadım elbette. Şarkı yazarken de yaşadıklarınız duygularınıza büyük ölçüde şekil veriyor.


Sizi ilk keşfeden Sezen Aksu ve Onno Tunç oldu. Onlarla nasıl tanıştınız?


O zamanlar TRT'de Kokteyl diye bir program yayınlanırdı, grubumla beraber (Volvox) o programa katılmıştık. Tesadüfen o bölümü Sezen Aksu seyretmiş. Ertesi gün stüdyoya gittiğinde de 'Dün akşam bir kız dinledim, hem gitar çalıyordu hem şarkı söylüyordu. Kim bu kız?'' diye anlatıp, beğendiğini söylemiş. O sırada onunla stüdyoda ses mühendisi olarak çalışan kişi de benim arkadaşımdı. 'İsterseniz ben sizi tanıştırırım ' demiş ve ben İstanbul'a geldikten sonra stüdyoya çağırdılar ve tanıştık. Onno Tunç'la beni Sezen Aksu tanıştırdı. Benim icin değerleri büyüktür.


Tecrübeden yoksun kuru bir eğitimle başlayan müzik kariyeri sizce sürdürülebilir mi?


Eğer bügün ülkemizde müzik endüstrisinde bir çöküş yaşanmaktaysa bunun en büyük sebebi planlanarak yapılan albümler. Bazı alanların gereklilikleri vardır, doktor hata yaparsa, hastasını kaybedebilir, mühendis hata yaparsa bina çökebilir ama müzik bunlara göre daha basit ve ''İsteyenin şansını deneyebileceği'' bir alan gibi gözüktüğü için hiç bir donanımı ve hatta yeteneği olmayan insanlar da bu işi yapabiliyorlar. Bu sadece bizim ülkemize has bir şey değil dünyada da böyle. Normal de. Ancak gerçekte müziğin de tüm diğer alanlar gibi aslında bazı kesin gereklilikleri vardır. Herhalde hiçbir dönem; bugün edildiği kadar suistimal edilmemişti. Kültürel olarak doku kaybı yaşıyoruz. Bu doku kaybı yüzünden artık büyük bir çoğunluğun da standardının çok aşağılara düştüğünü üzülerek gözlemliyorum.


Şarkılarınızı özellikle ne zamanlar yazıyorsunuz?


İlham perisine gelince, gelebilmesi için çok çalışmak gerektiğine inananlardanım. Yaklaşık 7-8 ay boyunca eve adeta kapanır, sürekli notlar alır, kayıtlar yaparım. Daha çok geceleri çalışırım, ya da sabah cok erken kalkıp hemen çalışmaya başlarım. Zaten artık neredeyse 24 değil; 30 yada 32 saatlik periyotlardan oluşuyor günlerim. :) Bir albüm benim icin uzun bir şarkı gibidir dolayısıyla şarkıları birbirinden ayıramam.


Bir sonraki albümde sadece piyano bile kullanabilirim


Bu albümde parçalar, genel olarak alışılmış gibi değiller. Bunda benim dinleyerek büyüdüğüm müzisyenlerin etkisi de çok büyük. Ben sektörün uygun gördüğü müzikleri yapanları dinleyerek büyümedim, inandığı müziği mükemmel bir şekilde hayata geçirebilen farklı farklı müzisyenleri dinleyerek büyüdüm. İnsanlar 4 satırdan ibaret şarkılara alışmışlar, benim şarkılarım uzun değil bence, olması gerektiği kadar. Giderek sertleşmek de yapay bir şekilde verilmiş bir karar değildir. Ben her an; bir sonraki albümümde yalnızca bir piyano eşliğinde de şarkı söyleyebilirim , müziğe yaklaşımım sertlik ya da yumuşaklık gibi şeylerin çok farklı bir yerinde. Bir şarkıyı milyon tane farklı biçimde düzenleyebilirsiniz asıl önemli olan taşıdığı tavırdır bence. Dolayısıyla sertlik ya da yumuşaklık benim enstrüman seslerinde aradığım bir şey değil, sadece piyanoyla söylediğiniz bir şarkı da; klasikleşmiş anlamda sound olarak olmasa da; çok sert olabilir


Hüznümü şarkılarda anlatıyorum


Somut olarak yaşadıklarımla hislerim zaten birbirinden çok bağımsız olamaz, elbette birbirlerini tetikliyorlar. Günlük hayatımda arkadaşlarıma çok derdimi anlatan biri değilimdir, olumlu olmayı severim, iyi vakit geçirmeye gayret ederim, varsa; üzüntülerim hakkında çok konuşmam. Sanırım bu yüzden tek başıma kalıp yazmaya başladığım zaman hep bu içimde kalan hüzünler çıkıyor, ki bu da çok normal Dünyadaki şarkıların yarısından fazlası herhalde böyle bir ortak paydada buluşuyordur.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home